DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
BİR KARACAOĞLAN TÜRKÜSÜ …
Ne zaman bir Karacaoğlan türküsü dinlesem,ta uzaklara giderim.Dinlediğim türkünün her mısrası, çocukluk yıllarıma,doğduğum yerlere,,tarlalarında çiftçilik yaptığım köye,yamaçlarında çobanlık ettiğim,zirvelerinde kekik çay,mantar topladığım dağlara götürür beni.
Uzun kış geceleri,bir odaya sığdırılmış hayatlarımız vardı.Dışarıda diz boyu kar,sobamızda yanan meşe odunu,duvarda emektar gaz lambası olurdu.Akşam yemeğinden sonra yatsı namazları kılınır.Sobanın üzerinde sıcacık demli çay içilmeyi beklerdi..Ortada,dut kurusu, ceviz içi,elma,kuru üzüm,kaynamış mısır,nar vs. güne göre nasipte ne varsa…Muhabbet başlar.Hikayeler anlatılırdı.İçerisinde yiğitlik,kahramanlık sevgi, sadakat gibi erdemler barındıran hikayeler.Bir Ahmet amcamız vardı.Her gelişinde farklı bir hikaye anlatırdı.Nereden bulurdu bu kadar hikayeyi bilmem.
Babam derdi,”haydi çocuklar okuyalım”.Kısa sureler, dualar,otuz iki farz…Bu gün namazlarımda okuduğum kısa surelerin bir kısmını o zamanlar öğrenmişimdir.
Bir keresinde yine bir akşam oturmasında babam” haydi çocuklar okuyalım” deyince ağabeyimle inatlaşmıştık. Ben diyorum önce ağabeyim okusun, o da diyor önce kardeşim okusunİkimiz de inadımızdan vazgeçmiyoruz. Babam kızdı,”madem okumuyorsunuz çıkın dışarı” dedi. İkimiz de dışarı çıktık.Ortalık zifiri karanlık, diz boyu kar var.Hava oldukça soğuk,üşümeye başladık.Ağabeyim “gel içeri girelim böyle olmaz” diyor.Tamam ama okumamız lazım diyorum.Ağabeyim “tamam” diyor.Ben yine diretiyorum ama önce sen. Ağabeyim “peki” diyor, müsaade alıp içeri giriyoruz. Aslında ikimiz de okuyacağımız dersi biliyoruz ama çocukluk değil mi Neyse içeri girip derslerimizi okuyoruz,iş tatlıya bağlanıyor.
Babam ilahiler okurdu. Bazan Karacaoğlan türküleri söylerdi.”İncecikten bir kar yağar .Tozar Elif Elif diye” başlardı.Eski bir Hikayeli şiir kitabımız vardı.Kapaklarıyla beraber başı ve sonu olmayan bir kitaptı.Biraz küçük yazılarla hikaye anlatılır,biraz daha büyükçe yazılarla şiirler başlardı.Karacoğlan, Dadaloğlu, Köroğlu Kerem ile Aslı…Kimler yoktu ki içinde..Hikayelerini ağabeyim okurdu,türküsünü babam söylerdi.Bundan dolayı komşular,ağabeyime “Sofu Gardaş”, babama da “Kerem” derlerdi.Belki de şairliğimizin tohumları o zaman atılmıştır kim bilir..
Sobamızda gün boyu meşe odunu yanmazdı belki ama, evimiz sımsıcaktı.Sevgi,saygı sohbet muhabbet vardı çünkü.
Şimdi yine bir Karacaoğlan türküsü dinlesem o günler aklıma geliyor.Bir yanda gurbet, bir yanda yokluğun,
İÇİM ÜŞÜYOR BABA…
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Benzer Yazılar
-
Gelecek Partisi’nden 19 Mayıs Gençlik Yürüyüşü
-
Bir Dilim Yaş Pasta oyunu sahne adlı
-
BAŞKAN ÜMÜTKESMEZ’DEN 19 MAYIS MESAJI
-
Haydi Konuş Bakalım Münazara Yarışmasının Kazananları Belli Oldu
-
Bektaş; “19 Mayıs, bağımsızlık mücadelemizin temelinin atıldığı gündür”
-
BAŞKAN ÖZTÜRK’DEN 19 MAYIS MESAJI
-
BAŞKAN VARLISENET’DEN 19 MAYIS MESAJI
-
DEVLETLER NEDEN YIKILIR ?
-
Miniklerden Örnek Davranış
-
Biz-Sağlık-Sen Konya İl Başkanlığında Eyüp Al Dönemi
-
Bayramda 50 şehit ve gazi çocuğu sevindirildi
-
Av.Kayhan Selek,Bozkırlılar Onursal Başkanı Oldu